Her yaşta spor yapmak gerekir. 19. Yüzyılda insanların günlük fiziksel aktiviteleri % 92 iken, günümüz toplumlarında bu oran % 30’un altına düşmüştür. Bu durum; şişmanlık, kalp-damar hastalıkları, kemik erimesi, psikolojik sorunlar gibi birçok probleme yol açmaktadır.

Yaşla birlikte organizmada ne gibi değişiklikler olur ve ne tür sporların yapılması daha uygundur?
Günümüzde artık; 40-65 yaş arasını orta yaş, 65-75 yaş arasını emeklilik dönemi, 75-85 yaş arasını ileri yaşlılık ve 85 yaş üstünü de çok ileri yaşlılık dönemi olarak niteliyoruz.

Yaşla birlikte:

1) Beyin ve sinir hücrelerinde artan kayıplar; denge, koordinasyon bozulmalarına, hareketlerde yavaşlamaya yol açmaktadır.
2) Görme ve işitme duyularında olan kayıplar, anlık tepkileri geciktirmektedir.
3) Kas ve kemik kitlesinde oluşan kayıp, yumuşak dokularda esneklik azalması; kolay yaralanma ve zorlu hareketleri yapamama sonucunu doğurmaktadır.
4) Kalp-dolaşım ve solunum sistemlerindeki kapasite azalması, güçsüzlük ve çabuk yorulmayı beraberinde getirmektedir. Bütün bunlara bakarak; orta yaş gurubunun, tenis, yüzme, koşma, bisiklete binme gibi aktiviteleri kolayca yapabileceğini, emekli ve ileri yaş gurubunda ise; yüzme ve yürümenin en iyi sporlar olduğunu söyleyebiliriz.

Spor yaralanmalarında tedavi
Spor yaralanmalarında acil tedavi yaklaşımı
Spora derhal son verilmeli ve sporcu oyun alanının dışına taşınmalıdır. İncinen bölgeye soğuk (buz) uygulanmalıdır, uygulama çıplak cilt üzerinden yapılmamalı, her 20-30 dakikalık uygulamadan sonra 1.5-2 saat ara verilmelidir. Şişliğin önüne geçmek için elastik bandajla kompresyon uygulanmalı ve kol-bacak kalp seviyesine yükseltilmelidir.
Daha sonra, spor yaralanmaları konusunda uzman bir doktor dikkatli bir muayene ile yaralanmanın derecesini belirlemelidir. Kesin tanı, hastanede görüntüleme araçları yardımıyla konur. Kemikler ve eklemlerdeki kırık-çıkıkların tanısı için direk grafiler (x-ray) ve bilgisayarlı tomografiden (BT), yumuşak doku hasarları tanısı için; ultrasonografi (USG) ve manyetik rezonans görüntüleme (MRG) yöntemlerinden yararlanılır.

Hafif düzeydeki spor yaralanmalarında tedavi
Hafif düzeydeki yaralanmalarda; istirahat, bandaj ve atel uygulamaları, steroid olmayan ağrı kesici ve ödem çözücü ilaçlar (NSAİİ), bölgesel kortizon enjeksiyonları ve fizik tedavi uygulamaları ön plandadır. Son günlerde çok sık kullanılmaya başlanan ve profesyonel sporcuların tedavisinde de tercih edilen, trombositten zengin plazma enjeksiyonları da, doku iyileşmesinde etkili olmaktadır.

Şiddetli spor yaralanmalarında tedavi
Yaralanma ağır, hasar fazlaysa; cerrahi yaklaşım gerekir. Cerrahi uygulamalar; açık ve kapalı (artroskopik) girişimlerden oluşur. Kapalı (artroskopik) yöntemlerle; eklem içi yapıları ekranda net bir şekilde görüntüleyip, müdahale etmek mümkündür. Hastaya verilen zarar daha azdır ve iyileşme süresi de daha hızlıdır.